Zirai Don Olayları ve Tarım Üzerindeki Etkileri
AA Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği Genel Başkanı Mehmet Ali Ünal, son günlerde tarımda karşılaşılan zirai don olayları hakkında dikkat çekici açıklamalarda bulundu. İklim değişikliğinin tarım üzerindeki olumsuz etkilerine vurgu yapan Ünal, mevsimsel sıcaklık dalgalanmalarının tarımsal üretim açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtti.
Ünal, özellikle son yıllarda kış aylarının mevsim normallerinin üzerinde sıcak geçtiğini ifade ederek, bu durumun meyve ağaçlarının erken uyanmasına yol açtığını söyledi. “Eskiden çok daha az karşılaştığımız ilkbahar erken donları, artık meyvecilikte en büyük risklerden biri hâline geldi. Özellikle ceviz, kayısı ve kiraz gibi erken uyanan türler bu riskten en çok etkilenen ürünler arasında,” dedi.
Birçok bölgede don olaylarının ciddi zararlara yol açtığını belirten Ünal, “Pek çok bölgede sürgünler yandı, hatta bazı ağaçlar geri dönülemez şekilde zarar gördü. Bu aşamadan sonra yapılacak en mantıklı adım, hasar tespitlerini hızla tamamlayarak gelecek sezon için hazırlıklara başlamaktır,” şeklinde konuştu.
Sera Tarımı: Donla Mücadelede Umut Işığı
Don olaylarına karşı seracılığın önemine de değinen Ünal, Türkiye’nin sebze üretiminde sera tarımı açısından güçlü bir altyapıya sahip olduğunu vurguladı. Seraların, iklimsel dalgalanmaların etkisini azaltmada önemli bir rol oynadığını ifade eden Ünal, “Seralar ve alçak tünel sistemleri, olumsuz hava koşullarının etkisini azaltma potansiyeline sahip. Ancak her ürünü serada yetiştirmek mümkün değil. Örneğin, 100 dekar alanda kirazı serada üretmek neredeyse imkânsız. Seracılık, özellikle tek yıllık ve yüksek verim alınan bitkilerde etkili bir koruma yöntemi sunuyor,” dedi.
Kimyasal Koruma Yöntemleri
Son yıllarda don riskine karşı geliştirilen kimyasal preparatların da gündemde olduğunu belirten Ünal, hem özel sektör hem de kamu kurumlarının bu alanda AR-GE çalışmalarına hız verdiğini söyledi. Sprey şeklinde uygulanan bazı maddelerin belirli sıcaklık aralıklarında don hasarını azaltma potansiyeline sahip olduğunu ifade eden Ünal, “Ancak bu tür çözümler henüz kesin sonuçlar vermiyor. Etkilerinin uzun vadede değerlendirilmesi ve bitki sağlığı üzerindeki etkilerinin detaylı şekilde araştırılması gerekiyor,” diye konuştu.
Çiftçiye Uyarılar: Takip, Uyum ve Gübreleme Hayati Önemde
Zirai donla mücadelede yalnızca dışsal önlemlerin değil, üreticinin bilgi ve uygulama düzeyinin de belirleyici olduğunu söyleyen Ünal, çiftçilere şu uyarılarda bulundu: Meteorolojik uyarıların yakından takibi şart. Bazı üreticiler geleneksel yöntemlerle – örneğin lastik yakarak ya da duman vererek – don zararını azaltmaya çalışıyor. Ancak modern bahçelerde antifriz etkili kimyasallarla sisleme ve yıkama yöntemleri denenebilir. İşin temelinde ise iki kritik konu var: doğru tohum/fidan seçimi ve etkin bitki besleme.
Gübreleme konusunun da ihmal edilmemesi gerektiğine değinen Ünal, sonbaharda yapılan doğru azot ve fosfor desteğinin, don zararı riskini bilimsel verilere göre %30’a kadar azaltabildiğini belirtti. Ünal, “Henüz yapraklanmamış, sürgünleri yeni başlayan ağaçlarda doğru gübreleme, hem ağacın hem de o yılki meyvenin kurtarılmasını sağlayabilir,” dedi.
Tarım Sigortası: Artık Lüks Değil, Zorunluluk
Son olarak, tarım sigortasının artık bir tercih değil, zorunlu bir güvence mekanizması olduğuna dikkat çeken Ünal, üreticilere şu çağrıyı yaptı: “Her geçen yıl daha da öngörülemez hâle gelen iklim koşulları karşısında, tarım sigortası çiftçilerimizin vazgeçilmez dayanağı olmalıdır.”