Ümit Yenişehirli’nin Kaleminden: İngiliz Muhipleri Cemiyeti Üzerine Düşünceler

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İmamoğlu İle İlgili Açıklamaları

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla ilgili olarak Türkiye’yi Batılı ülkelere şikâyet etmeye devam ediyor. Özel, son günlerde İngiltere’ye yönelik olarak, “Terk edilmişlik hissediyoruz. Bu nasıl dostluk? Gerçekten çok kırgınız.” ifadelerini kullandı. Dün de, “Bunu Türkiye’nin iç meselesi olarak görerek tarihi bir hata yapıyorlar.” diyerek eleştirilerini sürdürdü. CHP Genel Başkanı’nın kullandığı bu kelimeler, çabalarının sonuçsuz kalmasının yarattığı hayal kırıklığını yansıtıyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in İmamoğlu İle İlgili Açıklamaları

İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin Tarihi

Günümüzden 106 yıl önce, Osmanlı döneminde kurulan İngiliz Muhipleri Cemiyeti, o zamanlar İngiltere’den fazlasıyla memnun olan bireyleri bir araya getirmişti. Bu cemiyet mensupları, “büyük devlet, faziletli imparatorluk” dedikleri İngiltere’nin ülkeyi kurtaracağına ve kendilerine yüksek maaşlar bağlayarak önemli memuriyetler vereceğine inanıyorlardı.

İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin Tarihi

İngiliz Mandası’ndan Medet Umuyorlardı

İngiliz Muhipleri Cemiyeti (Association of the Friends of England in Turkey), Millî Mücadele günlerinde, 20 Mayıs 1919 tarihinde kurulmuştu. Cemiyetin beyannamesinde, “İngiltere devletinin muavenet-i hayırhahlığıyla (hayırlı yardımlarıyla) Memalîk-i Osmanîye’nin vahdeti (birliği) için ‘İngiliz Muhipleri Cemiyeti’ namıyla bir cemiyet teşekkül etmiştir.” denilmişti. Cemiyetin kurucuları arasında eski Dahiliye Nazırı Memduh Paşa, Şehremini Cemil Paşa, Ahmet Zülküfül Paşa, Mahkeme-i Temyiz reisi Ali Rüşdi Efendi, gazeteci Abdullah Cevdet ve İngiliz ajanı rahip Robert Rew Frew gibi isimler yer alıyordu.

İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin Tarihi

Sait Molla’nın öncülüğünde kurulan bu cemiyet, Osmanlı’nın ancak İngiltere’nin koruyuculuğu ve mandasıyla kurtulacağına inanıyordu. “Mandat” sistemi, I. Dünya Savaşı sonrası, “az gelişmiş ülkeler”in kendi kendilerini idare edemeyeceği gerekçesiyle, gelişmiş ülkeler tarafından himaye edilmesi gerektiğini savunan bir doktrin çerçevesinde ortaya çıkmıştı.

İngiliz’i Düşman Belledik, Pek Yanıldık

Bu anlayışın Osmanlı’daki temsilcilerinden biri olan Sait Molla, böyle bir cemiyet kurmayı uygun görmüştü. Molla, cemiyetin faaliyete geçmesinin ardından, bütün belediye başkanlıklarına bir telgraf göndererek İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin halka tanıtılmasını ve üye kazanılmasını istemişti. “Halk, İngiliz Elçiliği’ne, gazetelere mektup yazıp, İngiliz taraftarlığını kurtuluş yolu olarak gördüklerini anlatsın.” diyordu.

Cemiyetin yayın organı olan İstanbul gazetesi de 24 Mayıs 1919 tarihli nüshasında bir mektup yayınlamıştı. Mektubun sahibi, “Efendim, şunu arz etmek istiyorum ki, yanlış olarak, İngilizleri düşman telakki ettik. Pek çok yanıldık. Bari bundan sonra yanılmayalım. İngiliz dostluğuna dört elle sarılalım. Necatımız ancak İngilizlere dost olmamızla husule gelebilecek. Görmeyen, gezmeyen, tarih okumayan milletdaşlarımızı da ikâz edelim.” diyordu.

İngiliz Parasıyla Fakirlere Et Dağıttılar

Sait Molla ve ekibi, o karmaşık günlerde bir süre varlık göstermeyi başarmışlardı. Cemiyetin ilk işlerinden biri, İngiliz casusu Frew’in talimatı doğrultusunda, İstanbul’un fakir bölgelerine gidip buralardaki ailelere et ve gıda dağıtmak olmuştu. İngiliz muhipleri, bu ziyaretlerinde kahvehanelere de uğrayarak uygun buldukları kişilere nakdi yardımlar yapmışlardı. Parayı alanlardan beklenen, İngiliz mandasının ülke için ne kadar iyi olacağını kalabalık ortamlarda anlatmalarıydı. Cemiyet, yayın organı İstanbul gazetesinin provokatif yayınlarıyla Anadolu’daki bazı isyanlarda da etkili olmuştu.

Kaçış Başlarken: Sıkışınca İngiliz Elçiliği’ne Gidin

Ancak zamanla Millî Mücadele’nin başarıya ulaşma yoluna girmesiyle, cemiyetin liderleri faaliyetlerini durdurup yurtdışına kaçmanın yollarını aramaya başladılar. Sait Molla ve bazı diğer isimler, 1922 yılının başından itibaren İngilizlerin yardımıyla yavaş yavaş ülkeden kaçmaya başladılar.

İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin Tarihi

Yurtdışına kaçanların geride bıraktıkları ailelerine yazdıkları mektuplar, kaçakların hem bitmek bilmeyen karmaşayı tam anlamadıklarını hem de ailelerini bu kaotik durumdan kurtarmak yerine onları da sorunlu ilişkilerin içine çektiklerini gösteriyordu. Bir mektupta, firarî İngiliz muhibbi eşine, “Sefâretden (elçilikten) haber verdiler, her ne vakit bir tehlike gördüğün zaman İngiliz devlet-i fehîmesinin (anlayışlı ve bilgili İngiltere) sefâretine mürâca’at edeceksin. Bizim evin adresinin sefâretde kaydı var. İngilizler senin hukukunu koruyacaktır.” şeklinde seslenmekteydi.

Elhamdülillah İngiliz İmparatorluğu’nun Koruması Altındayız

Diğer bir kaçak ise mektubunda, İngiltere’nin kendilerini himayesi altına aldığını vurgulayarak, artık ailecek korkacak bir şey olmadığını anlatıyordu. Mektupta, “Bu adil hükümet-i imparatoriye sizlerin himâyesini dahi düşünüyor. Adreslerinizi verdik. İkinci Tercümân Mösyö Çamiç ve dîğer her kime mürâca’at ederseniz derhal taht-ı muhâfazaya (korunma altına) alınırsınız. Bu dostlarımızın, hâmîlerimizin sâyesinde elhamdülillah gözüm arkada kalmıyor.” denilmekteydi.

İngilizler Bize Maaş ve Büyük Memuriyetler Verecek

Ailelerine yazan kaçakların neredeyse tamamı, gelişmelerin lehlerine olduğuna inanıyorlardı. Bir mektupta, “İngiltere devleti bizi gâyet güzel bir sûretde kabûl etmiş ve her türlü istirâhatimizi te`mîn etmişdir. Gittiğimiz yerde bize bakacaklar, maaş dahi verecekler ve sizlere buradan yardımcı olacaklardır. Gece sefâretden adamlar gelip bize müjde verdiler. Nihayet bir iki ay zarfında yine İstanbul’a geleceğimizi ve büyük memuriyetlerde kullanılacağımızı tebşir ettiler.” ifadeleriyle umutlarını dile getiriyorlardı.

Sarakhaneli Enişteme Selam Ederim

Mektuplarda yazılanlardan, ortamın karmaşasından dolayı cemiyet üyelerini yurtdışına kaçırma operasyonunun zaman zaman kesintiye uğradığı da anlaşılıyordu. “Dün gitmek üzere vapura bindiğimiz hâlde gece ´avdet etdik (geri döndük). Bu gece yarısı tekrâr hepimiz vapura biniyoruz. Yalnız vapura bininceye kadar nereye gideceğimiz belli değil. Belki vapurda söyleyecekler. Bakalım. Biz yine belki Mısır’a gideceğiz, belki başka bir yere gideceğiz. İngiltere’nin himâyesindeyiz.” şeklinde bir kaygı da dile getiriliyordu.

“Şimdi sizin de adreslerinizi aldılar. Size bir saldırı olmamasını sağlayacaklar. Cümlenizi Cenâb-ı Hakk’ın himâyesine bırakıyorum. Pederimin, validemin, ağabeylerimin ve yengelerimin ellerinden öperim. Çocuklarımın gözlerinden öper, refikama (eşime) selam ederim. Saraçhaneli eniştemin de ellerinden öper, selam ederim.”

İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin Tarihi

– Doç. Dr. Mehmet Demiryürek, “İngiliz Muhibler Cemiyeti Hakkında Bazı Notlar ve Belgeler”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Atatürk Yolu Dergisi, Mayıs-Kasım 2006
– Öğr. Gör. Mustafa Toker, “İngiliz Muhipler Cemiyeti Üyelerinin Firar Ederken Ailelerine Yazdığı Mektuplar”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Atatürk Yolu Dergisi, Güz 2017

Ümit Yenişehirli'nin Kaleminden: İngiliz Muhipleri Cemiyeti Üzerine Düşünceler

Ümit Yenişehirli'nin Kaleminden: İngiliz Muhipleri Cemiyeti Üzerine Düşünceler

Ümit Yenişehirli’nin Kaleminden: İngiliz Muhipleri Cemiyeti Üzerine Düşünceler
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Bir Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.