Sivas’ın Koyulhisar ilçesinde bulunan Eğriçimen Yaylası, doğal görüntüsü ile yıllarca bölgenin gözdesi oldu.
Özellikle ilkbahardaki sarı ve beyaz papatyalarla kaplanan doğası ile insanları kendine çekmeyi başaran yaylanın yapısı ise son yıllarda bozuldu.
1990’lı yıllarda evlerin kış nedeniyle boş olduğu bir dönemde terör örgütü PKK’nın bazı evleri ateşe verdiği yaylada, sonraki yıllarda yapılaşmada beton tercih edilir hale geldi.
Yapısı itibarıyla Ayder Yaylası’na benzetilen Eğriçimen Yaylası, son 30 yıl içerisinde betondan bir bölgeye dönüştü.
SON HALİ BÖLGEDE YAŞAYANLARI DA RAHATSIZ EDİYOR
Eskiden doğal yapısına uygun olarak sadece az sayıda ahşap evler bulunan yaylada, yoğun bir betonlaşma göze çarptı. Hızlı yapılaşma ile adeta 800 hanelik bir kasabaya dönüşen yaylanın son görüntüsü, bölgede yaşayanları da rahatsız ediyor.
Beton yapılar orman sınırına kadar dayanan yaylanın eski ve yeni hali arasındaki fark doğaseverleri üzüyor. Yaylada halen devam eden yoğun betonlaşma, dron ile havadan da görüntülendi.
“ESKİ HALİ DAHA ÇOK GÜZELDİ”
Antalya’da yaşayan ve yaz aylarını yayladaki evinde geçiren Murat Fırat, insanların kalabalıklardan kaçmak ve rahat nefes almak için artık yaylaları daha çok tercih ettiğini belirterek, “Artık insanlar kalabalıktan çekildi ve soyutlandı. Belli bir yaşın üzerindeki insanlarımız genelde buraya geliyor ve dinleniyor. Burada rahatlık var. Yoğurt, peynir, tereyağı her şey mümkün. Benim çocukluğum burada geçti. Antalya’dayken her yıl yazın sıcaktan kaçıp, buraya 10 gün gelirdim.
Şimdi burada 7 ay kalıyorum. Burada yerleşim ise gün geçtikçe artıyor.Artık neredeyse sonlara dayandı. Arsa falan da kalmadı. Yaylanın eski hali daha çok güzeldi. Bizim çocukluğumuzdaki evler daha güzeldi. Şimdi hava şartları bile değişti. Eskisi gibi mantar çıkmıyor, ot büyümüyor. Otların içinde kayboluyorduk. Hayvancılık yapan da fazla kalmadı.” dedi.
“BURANIN DOĞALLIĞI KAYBOLDU”
Artık bölgedeki hemen herkesin beton yapı yaptığını ve az sayıda kalan ahşap yapıların da depo gibi kullanıldığını belirten Fırat, “Biz de buraya villa yaptık. Burada ağaç bakımı zor olduğu için ev yapımında kullanılmıyor. Buraya çayır içindeki derenin eğri şekilde gitmesinden dolayı Eğriçimen deniliyor. Buranın doğallığı kayboldu. Yapılar sınıra geldi artık orman bölgesini de geçtiği için yer kalmadı.
Boş yerlere de zaten evler yapıldı. Şimdi artık ormana kadar dayandı. Az sayıda eski orijinal evler var. Eski evler yıkılıp, villa yapılıyor. Benim öyle evim olsa yıkmam, orada kalırdım.” diye konuştu.