İstanbul’un Demografik Zenginliği
İstanbul’un demografik yapısı, çok kültürlü katmanları, zengin gelenekleri, kenar mahalleleri, eğlence hayatı ve ilginç karakterleriyle dikkat çekmektedir. Bu zenginliği ortaya koyan yazı dizisi, fotoğraflar ve karikatürlerle zenginleştirilmiştir. Cumhuriyet ve Yeni Gün gazetesi foto muhabirleri Namık Görgüç ve Cemal Göral tarafından çekilen fotoğraflar ile Ercüment Kalmuk’un karikatürleri, bu yazı dizisine eşsiz bir tat katmaktadır. Bu kitapta ilk kez yayımlanacak olan fotoğraf ve karikatürler, anlatılan semtler ve insanların okuyucunun zihninde canlandırılmasına önemli bir katkı sağlayacaktır.
Roman, hikâye, oyun, sözlük ve araştırma-inceleme alanlarında eserler veren yazar Osman Cemal Kaygılı, dönemin Yeni Gün gazetesi okurlarını İstanbul’un her köşe bucağını keşfetmeye davet etmiştir. Fotoğraf tarihi ve koleksiyoner Cengiz Kahraman, 1931-1932 yıllarında yayınlanan “İstanbul’un Köşe Bucağı” yazı dizisini günümüz okurlarıyla buluşturarak kayıt altına almıştır. Cengiz Kahraman kitabı hakkında şu şekilde bilgi veriyor:
“Çok Ayrı Bir Öneme Sahip”
“İstanbul’un Köşe Bucağı” yazı dizisi, 1931-1932 yılları arasında şehrin demografik yapısını, çok kültürlü katmanlarını, geleneklerini, kenar semtlerini, mahallelerini, eğlence hayatlarını, ilginç tiplerini ve semt sahalarını anlatmanın yanı sıra fotoğrafları ve karikatürleriyle de ayrı bir önem taşımaktadır.
Sayfa: 384
Kitaptan alıntılarla devam edelim:
“İstanbul’da, henüz nasıl bir yer olduğunu, orada nasıl bir hayatın geçtiğini bilmediğimiz öyle semtler vardır ki çoğumuz buraların bir kısmını ancak gazete sütunlarında görürüz. Mesela Beyoğlu’nu hemen herkes bilir; fakat bu herkesin yüzde kaçı Kalyoncu’daki bir akşam manzarasını, Dolapderesi’ndeki bir gece âlemini görmüş, seyretmiş, oralardaki ünlü türleri tanımıştır?
Ayrıca, Kasımpaşa’nın sesini duymayan o koskoca, geniş maruf semti uzaktan görmemiş olabilirsin; ama asıl Kasımpaşalılar dışında oradaki hayatı, oradaki yaşayışı, çarşı ve pazar âlemini, eğlence mekanlarını kim bilebilir?
Keza, Beşiktaş, Üsküdar, Beykoz ve Yedikule gibi yerleri der geçeriz; ama içimizden kaç kişi buraların gerçek bir tablosunu, tüm çizgileri ve renkleriyle gözünde canlandırabilir?”
“Salacak’ta Açılan Yeni Kız Kulesi”
“Salacak’ta yeni açılan Kız Kulesi Parkı’nın en hoş yeri; yukarıdaki yükselen setlerin ömrü, bir yandan Darüttalim’i dinlerken, bir yılda beş, yirmi metre derinlikte yüzenleri ve kumlukta yan yatmış vücutlarını kum kebabı yapanları izlemekle geçecektir. Evet, olacaktır ama bu para kıtlığında fiyatlar ucuz olursa dahi her şeyin tadı vardır; ya da diğer bazı yerler gibi burada da kullanılabilir, batı, mekulat ve denize girmek için gerekli malzemeler bulunabilir. Temiz, sıcak ve herkes yerden uzaktan vapurdan seyretmekle yetinir. Hatta Ticaret-i Bahriye Müdürü Muavini Müfit Necdet Bey bu durumu şöyle anlatıyor: ‘Eğer bulursanız, ucuz olursa, ben bu yaz hep buradayım. Vakıa boyunca bilmem ama denizde sırtüstü yatıp uyumasını da bilmem ama bilmiyor değilim…’
Osman Cemal Kaygılı
Osman Cemal Kaygılı Hakkında
Osman Cemal Kaygılı, 22 Eylül 1890 tarihinde İstanbul’un Eğrikapı semtinde doğdu. Babası bakkallık yapan Mehmet Mustafa Efendi, annesi ise ev hanımı Gülfet Hanım’dır. Osman Cemal, 1900 yılında Kasımpaşa Cezri İlkokulu’nu bitirdikten sonra ailesi, Eyüp Otakçılar’daki Paşmakkapı çayırı yakınına taşındı. Eğrikapı Merkez Rüştiyesi’ni tamamladıktan sonra eğitimini Menşe-i Küttab Askeriye’yi (katip belgesi için 1876’da açılan askeri katip okulu) bitirerek Erkan-ı Harbiye-i Umumiye’de (Genel Kurmay Başkanlığı) katip olarak çalışmaya başladı. 27 yıl boyunca Menemen’de 27. Fırka İdari katibi olarak görev yaptı; ağır bir emeklilik süreci geçirdikten sonra malulen emekli oldu. Eyüp Otakçılar’daki baba evine dönen Osman Cemal, burada babasının sütçülük işine yardımcı oldu.
Sürgün Edildi…
Bu iş ona göre değildi ve çeşitli dergi ve gazetelere yazarak geçimini sağlamaya karar verdi. İlk romanı 1910 yılında Baha Tevfik tarafından yayımlanan “Eşek” adlı mizah dergisinde çıktı. Daha sonra Karagöz ve Şebab dergilerinde yazıları yayımlandı. İkinci Meşrutiyet döneminde İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne üye oldu. 1912 yılında Tepebaşı Tiyatrosu’ndaki bir gösterideki yapımından ve Mahmut Şevket Paşa’ya düzenlenen suikasta adı karıştığı için, Refik Halit Karay ve Refi Cevat Ulunay gibi birçok aydınla birlikte Sinop’a sürgün edildi.
Yazdığı Oyunlar Tiyatroya Taşındı
1914 yılında İstanbul’a döndü. Osman Cemal, tiyatro ve orta oyuna meraklıydı; bu ilgi, sahneye erişimini ve orta oyunun gruplarında kısa süreli çalışmalarını sağladı. 1910 yılında perdelik revü, ileriki yıllarda Ferah Tiyatrosu’nda Muhsin Ertuğrul tarafından sahneye konuldu. 1923 yılından itibaren çeşitli okullarda Türkçe öğretmenliği yaptı. 1920 yılında Ercüment Ekrem (Talu) ve Aka Gündüz tarafından yayımlanan “Alay” adlı mizah dergisinde yazdığı yazılarla tanınmaya ve matbuat dünyasında kendine bir yer edinmeye başladı. Daha sonra Karagöz, Şebap, Şeytan, Aydede, Akbaba ve Güleryüz gibi dönemin popüler mizah dergilerinde yazdı.
Osman Cemal Kaygılı Hayatını Kaybetti
Osman Cemal, Sabah, İkdam, Payitaht, Alemdar, Akşam, Yeni Gün, Son Telgraf, Son Saat, Son Posta, Haber ve Hakikat gibi günlük gazetelerde yaşayanların hayatlarını, kalemiyle kazandı. “Şamcılar”, “Aygır Fatma”, “Kovuk Palas’ın Esrarı”, “Bekri Mustafa”, “Çingeneler” romanları ve “Argo Lügati” isimli sözlüğü, çeşitli gazetelerde tefrika edildikten sonra kitap olarak yayımlandı. 1923-1938 yılları arasında yayımlanan 10 adet hikaye kitabı ve tiyatro oyunu bulunmaktadır. Halkbilim alanına katkı sağlayan “Semai Kahveleri” ve “Meydan Şairleri” 1937 yılında yayınlandı. İstanbul’un yaşamını, kenar semtlerini ve ilginç kişiliklerini lezzetli bir üslupla anlatan Osman Cemal Kaygılı, sadece 54 yaşında, 9 Ocak 1945’te İstanbul’da hayata veda etti.