Hafta sonu hangi kitabı okuyorsunuz? Eğer henüz karar vermediyseniz sizler için hazırladığımız öneri listemize mutlaka göz atın.
İyi okumalar diliyoruz…
SABAHATTİN ALİ’NİN ANKARA’DAKİ İZLERİ
Sayfa: 400
SINIRLAR
Sayfa: 280
Roy Jacobsen kolektif tarih ve bireysel hafızayı ustalıkla harmanladığı roman Sınırlar’da kimlikler, ideolojiler ve coğrafyaların insanın yaşadığı dakikadaki gücüne gözlere kadar seriyor.
GERÇEKLİKLE MÜZAKERE
Sayfa: 200
Keskin gözlemleri ve mizah dolu anlatımıyla Erlend Loe bu kez elli yaşında merak saldığı tektekerlekli bisiklet üzerinde bir okuyucu okuru çağırıyor.
BİR NEHİR DEĞİL
Sayfa: 80
Usta işi bir edebi eser… Hikâye geçmişinin, kız kardeşlerinin, eşlerin, eski sevgililerin, delikanlı maceralarının ve kıskançlıkların arasında dolanan arsız bir tropikal sarmaşık gibi dallanıp budaklanarak geri dönüş ve yan sahnelerle derinleşiyor.
BU SABAH, BU AKŞAM, ÇOK ERKEN
Sayfa: 200
Baldwin’in öyküleri, yazar Amerikan edebiyatının en önemli isimlerinden biri haline gelen tüm özellikleri içinde barındırıyor.
BİR ÖMRÜN EMEĞİ
Sayfa: 144
Romanlarıyla tanıdığımız Rachel Cusk, anı ve deneme türleri arasında salınan üç düzyazı kitabının ilkinde hamilelik süreci ve anneliğinin birinci yılının eşine zor rastlanır bir dürüstlükle anlatılıyor ve burada başka birçok piyasasıye ortaya çıkıyor.
GENÇ KIZ, 1983
Sayfa: 208
Linn Ullmann bu kez uzun süre boyunca yaşadığı sırları açığa çıkarırken peşindekinin derinlerine giden bir annenin bir ölümü ortaya çıkıyor. Genç Kız, 1983 güzellik ve unutuş, arzu ve küçülme, iktidar ve güçsüzlük konu alan akıllardan çıkmayacak, alabildiğine dürüst bir roman.
ADASIZ DENİZ
Sayfa: 120
Edebiyatımıza yeni bakış açıları açan Faruk Duman, Adasız Deniz’de , kendine özgü özenle yaratan öykü denemenin bakmamızı sağlıyor. Okurluğunun ufuklarını gösteriyor, yazarlığının derinliklerini ortaya çıkarıyor.
SUR VE GÖLGE
Sayfa: 196
Kitaba veren ilk öyküde, kenti koruyan surların içinde İmparator Zenon’a ölümün gölgesi, bu sefer Ömer ve Karin’le berabere devam edecek sözleri de boğuyor. İlk öykünün devamından sonra ikinci öykü, güneşli bir günün getirdiği mutlulukla kurgulanan ütopya ülkesi İstlantis’i anlatıyor.
BOŞLUĞUN ÜST KATI
Sayfa: 72
Boşluğun Üst Katı , kaybolan yeriyle dağınık bir özneye sahip olup, ne kadar genişliyor. Cesaret ve sevgiyle ona bakıyoruz. Daha önce unutmadığımız, bilsek de emin olmadığımız duyguların yer aldığı. Elif Erdoğan’ın üçüncü kitabı sade, kendine has, zarif bir kalemin eşliğinde zamana dolanmak isteyenler için…
STALİN TROÇKİ’YE KARŞI
Sayfa: 192
Stalin Troçki’ye Karşı’da, Troçki’nin Meksiko’da sürgündeyken 1940’ta Stalin yanlısı bir ajan tarafından buz baltasıyla esasna dayalı darbeler sonrasında ölümüyle biten Stalin-Troçki mücadelesini adeta bir roman tadında anlatıyor. Günümüz siyasetçilerini kıskandıran propaganda faaliyetlerine, siyasi komplolara ve yazılı-görsel tarihyazımında yapılan tahrifata Dai Frerejean’ın sunduğu örnekler ise masumiyetin Tarih’in çarkları arasında ezilmeye mahkûm gerçekten üzücü bir örnek.
OBUR ZİHİN YİYECEKLERLE İLİŞKİMİZİN EVRENİ
Sayfa: 264
Evrimsel biyoloji alanında çalışan antropolog John S. Allen, Obur Zihin ‘de yeme ve düşünme biçimimizin insanımızın kendine özgü doğal özgürlüğünün yansıtıldığı fikrinden yola gübrele ilişkimizin evrimini araştırıyor.