Türkçeye kazandırılan Haçlı Seferleri Susanna A. Throop’un katkılarıyla okurlarını yepyeni ve güncel bir tartışma alanına davet ediyor. Kitap, Haçlı Seferleri’nin tarihi serüvenini ve mahiyetini ortaya koyarken günümüze ulaşan etkilerini de dikkat çekiyor.
Orta Çağ tarihinin en karmaşık ve tartışmalı konularından biri olan Haçlı seferlerinin tarihini ve bugüne uzanan etkilerini inceleyen kitap haçlı seferlerinin tarihi ile modern tasvirleri arasındaki ilişkiyi ele alıyor.
Haçlı seferlerini kutsal savaşın ötesinde bütün Avrupa’yı şekillendiren bir hareket olarak sunuyor. Seferlerin yalnızca askerî çatışmalarla sınırlı olmadığını, aynı zamanda dinî, kültürel ve siyasi bir fenomen olarak Dünya tarihindeki ve günümüzde devam eden etkisini de vurguluyor.
MESELEYE FARKLI BİR BAKIŞ
Tarih, toplumsal yapılar ve dinî şiddet arasındaki derin ilişkiyi inceliyor. Haçlı seferlerinin bir yandan homojenleştirici, diğer yandan parçalayıcı bir güç olarak dünya çapında nasıl etkiler yarattığını gözler önüne seriyor.
Bin yıl önce başlayan bu savaşların tarihî ve ideolojik boyutlarını keşfederken, etkilerinin günümüze kadar devam ettiği ve bir hareket olarak hiç durmadığını; farklı dönemlerde, farklı coğrafyalarda nasıl evrildiğini ve modern dünyada hâlâ nasıl kullanıldığını gösteren bu çalıma meseleye yeni bir açıdan bakma imkânı sunuyor.
HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ ÜZERİNE
Haçlı Seferleri’nin tarihi üzerine bir başucu rehberi olan eser güncellenmiş terminolojisi, genişletilmiş bölümleri, pek çok harita ve görselleri, ileri okuma yapmak isteyenler için zengin kaynakçası ile eser hem genel okuyucuya hem de öğrencilere ve araştırmacılara Haçlı Seferlerinin tartışmalı ve karmaşık tarihini daha anlaşılır kılmayı hedefliyor.
Yazar kitabı şöyle anlatıyor;
“Haçlı seferleri zaman içinde kendini koşullara, kültürel değişimlere, teolojik
gelişmelere ve Avrupa, Akdeniz ve Afro-Avrasya’nın sürekli değişen siyasi ve ekonomik dinamiklerine tekrar tekrar uyarlamıştır. Bununla birlikte, katılımcıların ve destekçilerin gözünde bazı unsurlar her daim sabit kalıyordu. Bir Haçlı seferi icra etmek demek hem Tanrı adına yapıldığına inanıldığı için kutsal bir savaşa katılmak hem de papalıktan günahların bağışlanıp nedamet edilmesi niteliği taşıyan bir kefaret savaşına katılmak demekti ki bir Haçlı seferine katılanlar çoğu durumda kendilerini manevi açıdan faydalı bir kefaret eylemi gerçekleştiriyor olarak kabul ediyorlardı.”
