Onun bir öyküde, yaşayan ince çizgide gezinen insanlara, onların uzak seslerine, bir türlü dile gelmeyen ama hep içte bir döneme biriken özlemlerine tanıklık ediyoruz. Yazar, göçlerin ve ayrılıkların, sevginin ve yalnızlığın ince ayrıntılarını, yaşamın keskin kenarında gezinerek incelikli ve ustaca aktarıyor okura…
Gülümsün Tansev, sıradan görünen yaşamların altında büyük ve hikayeleri gün yüzüne çıkarken, karakterlerin iç seslerini zengin imgelerle süslüyor.
Okuru, kendi içinde yaşayacağı süre yolculuklarına davet ederken, düşle gerçeğin sınırında dolanarak muhteşem izler bırakıyor. Her satırda, onun evinde yaşadığı bir an, bir duygu, bir insan buluyoruz. Düşündüren, sorgulatan, bazen de sarsan…
SOLUKLANAN CÜMLELER
Gülümsün Tansev’in öykücülüğüyle soluklanan cümleleri, yaşamın hem ağırlığını hem de içinde taşıdığı umudu ve direnci yansıtıyor. Kanat Açanlar, cevaplarını bir arada bulunan davetsiz incelemeleriyle, okuru kendi gerçeğine doğru bir okumaya çağırıyor sürekli…
“SADECE KÖPEĞİ KURTARABİLDİM”
“Adam sırılsıklam geri vücudundaki köpeği yere bıraktı. Köpekleri koklayarak çocuğu aradı. Adam kadının üstünde eğildi. Yanağına hafifçe dokundu. Üstünden akan sular kadının hayatında birikti, dünya damladıkça gözünü kırpıştırdı ve sonunda “Oğlum!” diye haykırarak kendine geldi.
“Oğlum nerede?”
Adam çaresizlik, küçülme ve elemle karışık bakılan kadına.
“Bulamadım” dedi. “Sadece köpeği kurtarabildim.”
Yazar Gülümsün Tansev
“KADIN DELİ GİBİ ÜSTÜNE YÜRÜDÜ ADAMIN”
“O zaman kadın deli üstüne yürüdü adamın, göğsünü yumrukladı var gücüyle. Homurdanarak denize attı, ancak aynı anda dalgaların arasında yitip gitti. Adam yeniden giren dalgaların ayrılıklarından, güç parçalarından toplanıp bir görünüp bir kaybolan kadının. Kadın ona karşı koydu, kurtarılmak istemiyordu, adamı tekmeliyordu. Sürekli su yutuyor, gen de ürünü bulmadan geri dönüyor, giderek kıyıdan geliyor. Adam teslim olmuyor, aralıksız savaştı kadınla, gücü tükenirken sahile dikkat çekti. Yan yana yatıp kaldılar çakılların üstünde. Kadının para miktarı su kusuyor, sonra yine düşüyordu yere. Güçleri tükenmiş, soğuktan titreleniyorlardı. Köpekler arasında dolaşıp kokluyordu ve denize dönüyordu.”