Diyarbakır’da, çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan ailelerin 3 Eylül 2019’da HDP İl Başkanlığı binası önünde başlattığı oturma eylemi, 2 bin 77. gününde kararlılıkla devam ediyor. Şimdiye kadar 382 ailenin dönüşümlü olarak katıldığı bu direniş sonucunda, 61 aile evladına kavuşmanın sevincini yaşadı.
2010 yılında henüz 17 yaşındayken oğlu Mahmut’un dağa kaçırıldığını belirten Bedriye Uslu, o günden bu yana umutla her sabah çadırın yolunu tuttuğunu söylüyor. Yarın Anneler Günü olduğunu hatırlatan Uslu, şunları söyledi:
Ama bizim için hiçbir anlamı yok. Bizim evimize ateş düştü. Ne bayram kaldı ne gece ne gündüz. Evladımız geri döndüğü gün bizim gerçek Anneler Günü’müz olacak. Cumhurbaşkanımız ve Devlet Bahçeli bu sürece sahip çıktı, biz de o umutla bekliyoruz. Bir gün barış gelecek inşallah.
“TERÖRSÜZ BİR TÜRKİYE, HAYAL DEĞİL”
2015 yılında 13 yaşındayken oğlu Mehmet’in kaçırıldığını belirten Nihat Aydın ise evlat nöbetinde geçen yılların ardından hem duygusal hem siyasi mesajlar verdi. Geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren TBMM Başkanvekili ve DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in de süreçte emeği olduğunu belirten Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
Biz bu eyleme, kardeşin kardeşi vurmadığı bir Türkiye için başladık. Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Devlet Bahçeli’ye bu süreçteki duyarlılıkları için teşekkür ediyorum. Biz artık çocuklarımızın başkalarının adına değil, kendi vatanları için yaşamasını istiyoruz. Kandil samimiyse, artık bu sese kulak versin. Bu kez barış süreci yarım kalmasın, çocuklarımız evlerine dönsün.
FESİH KARARI VE UMUTLU BEKLEYİŞ
Oğlu Mehmet için 12 Eylül 2019’dan bu yana eyleme katılan Ömer Tokay da çağrısını yineledi:
Eğer bir fesih kararı alınacaksa, ilk adım olarak bizim çocuklarımız gönderilmeli. Asker de polis de onların çocukları da bizim çocuklarımız. Kardeşin kardeşi öldürmediği bir Türkiye istiyoruz. PKK artık kendini feshetsin.
Benzer duyguları paylaşan bir diğer anne, Sevgi Çağmar ise Anneler Günü’nün kendileri için sadece takvimde yazılı bir gün olduğunu vurguladı:
Ne düğünümüz ne bayramımız var. Neşemiz kalmadı. Yavuz’um döndüğü gün benim Anneler Günü’m olacak. O güne kadar kutlamalar sadece temsili.