Emre Belözoğlu: Ben kendimi hep Fenerbahçeli hissettim

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
DHA

Antalyaspor Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, UEFA Şampiyonlar Ligi finali öncesi Inter yıllarından Hakan Çalhanoğlu’na, Fenerbahçe-Galatasaray kariyerinden Türkiye’deki futbol algısına kadar birçok konuda La Gazzetta dello Sport’a samimi açıklamalarda bulundu.

“INTER BENİM İKİNCİ EVİM”

Finalde Inter’i destekleyeceğini belirten Emre Belözoğlu, şu ifadeleri kullandı:

Inter benim ikinci evim. Simone Inzaghi ile birlikte takım yavaş yavaş gelişti ve her geçen gün daha iyi hale geldi. Geçen sezon son 16 turunda elendikleri için o kadar iyi geçmemişti ama bu sezon tüm kulvarlarda harika bir sezon geçirdiler. Bu sefer kazanacaklarına inanıyorum. Bir taraftar olarak bunu umut ediyorum. Ben de o akşam Münih’te olacağım, maçı bir Türk televizyonu için yorumlayacağım.

“EN BÜYÜK MOTİVASYONLARIMDAN BİRİ”

Çalıştırmak istediği takımları ifade eden 44 yaşındaki teknik adam, şu şekilde konuştu:

Oyuncuyken herhangi bir kulüpte oynamayı hayal etmiyordum ama şimdi başta Türkiye’de Fenerbahçe olmak üzere tabii ki Avrupa’da oynadığım Inter, Newcastle ve Atletico Madrid gibi takımları çalıştırma hayali en büyük motivasyonlarımdan biri.

“HERKESİN İDOLÜ OLDU”

Hakan Çalhanoğlu’nun Türk futbolu için önemine değinen Belözoğlu, şunları dedi:

Hakan, Almanya’da doğdu ve son yüzyılda birçok Türk oraya çalışmak için göç etti. Bu nedenle Almanya’da onun gibi milyonlarca Türk kökenli insan var ve hepsi ülkemizi ve milli takımımızı çok seviyor. O sahada olduğunda insanlar onun bizden biri olduğunu hissediyor. Herkesin, yetişkinlerin ve çocukların idolü oldu. Kendisini bireysel olarak da çok iyi tanıyorum ve Serie A’nın en iyi oyuncularından, Avrupa’nın en iyi orta sahalarından biri olduğunu düşünüyorum. Hakan yıllardır mükemmel çalışıyor; Türklerin inatçı mentalitesini, Avrupa futbolunun üst düzey mücadele isteğiyle birleştiriyor.

“ÇOK GENÇTİ AMA ÇOK YETENEKLİYDİ”

İlk kez milli takımda Hakan’la karşılaştığını aktaran Belözoğlu, şu şekilde konuştu:

Elbette. Milli takıma geldiğinde ben kaptandım. Çok gençti ama çok yetenekliydi. Hemen fark ediliyordu, özel bir şeyleri vardı. Büyük karakterli bir oyuncu gibi risk alıyordu.

“O SAHADA BİR TEKNİK DİREKTÖR GİBİ”

Hakan’ın regista pozisyonunda oyuna kattığı kaliteye vurgu yapan Belözoğlu, şu ifadeleri kullandı:

O sahada bir teknik direktör gibi… Oyunu mükemmel okuyor, antrenörün sağ kolu. Inzaghi ile birlikte üçlü defans önünde oynadığı pozisyon onun için mükemmel, agresif gözükmese de… Diğer oyunculara saygım sonsuz ama Hakan regista pozisyonunda olduğunda Inter daha özel bir takım haline geliyor. Takımın ritmini o belirliyor, oyuna kalite katıyor. Son 20 yılın en iyi Inter oyuncularından biri.

“BİRÇOK GÜZEL ANIM VAR”

Milano yıllarını anlatırken duygu yüklü ifadeler kullanan Belözoğlu, şunları dedi:

Birçok güzel anım var. O takımda çok sayıda büyük oyuncu ve lider vardı. İlk antrenmanlarda Ronaldo ve Zanetti gibi idollerle çalışacağım için çok heyecanlıydım, bu benim için büyük bir şanstı. O yıllarda çok güçlü takımlarla dolu bir Serie A vardı: Juventus, Milan, Roma, Lazio… O zamanlar adeta NBA gibiydi! Sadece bir İtalya Kupası kazandık ama harika insanlarla tanıştım, büyük takımlara karşı oynadım ve inanılmaz bir taraftar desteği yaşadım.

“INTER HEP KALBİMDE OLACAK”

Kariyerindeki dönüm noktasının sakatlıklar olduğunu ifade eden Belözoğlu, şu sözleri kullandı:

O yaşta kendimi çok güçlü hissediyordum, sahada her problemi çözebileceğimi düşünüyordum. Hatta biraz ukalaydım çünkü fena bir oyuncu değildim… Ama sonra sakatlıklar geldi. Sahalardan uzak kalınca duygusal tepkilerimi iyi yönetemedim, sadece sahaya dönmeye odaklandım, zorluklarla yüzleşmedim. Yeterince olgun değildim. Sonraki yıllarda evlendim, hayatımı tamamen futbola adadım, profesyonel bir yaşam sürdüm ve 40 yaşına kadar oynadım. Eğer Inter’deki yıllarda şu anki kafama sahip olsaydım, o hikâyeyi başka bir sonla yazardım. Gençken daha fazla hata yapıyorsunuz ama o yıllar harikaydı ve Inter hep kalbimde olacak.

“ONUN GİBİ BİR BAŞKAN HİÇ TANIMADIM”

Massimo Moratti’ye dair düşüncelerini paylaşan Belözoğlu, şunları dedi:

Onun gibi bir başkan hiç tanımadım. Otoriter ama asla baskıcı veya buyurgan değildi. Gerçek bir centilmendi, bu hem soyunma odasında hem de kulüpte hissediliyordu. Milano’ya geldiğimde hâlâ görüşüyoruz.

“ŞOKE OLMUŞTUM”

Inter’e transfer sürecini anlatan Belözoğlu, şu ifadeleri kullandı:

20 yaşındaydım. Moratti, Galatasaray ile sözleşmemin bitmesine birkaç ay kala İstanbul’a geldi ve beni transfer etmek istediğini söyledi. Yanında Facchetti de vardı. Sonra ilk kez Milano’ya gittim, benim için inanılmaz bir duyguydu. İmza günü basın odasındaki gazeteci kalabalığı karşısında şoke olmuştum.

“BİRİNİ SEÇECEK OLURSAM MANCINI DERİM”

Çalıştığı teknik direktörleri de değerlendiren Belözoğlu, şunları dedi:

Cuper bir savaşçıydı, beni birçok pozisyonda oynattı, genç olmama rağmen bana çok süre verdi. Mancini ile çok iyi bir bağım vardı, onu çok seviyordum. Zaccheroni ile de çok iyi anlaştım, üçüyle de sorun yaşamadım. Ama birini seçecek olursam Mancini derim.

“BUNU HAK ETTİĞİMİ DÜŞÜNÜYORUM”

Pele’nin onu yaşayan en iyi 125 futbolcu listesine almasına dair konuşan Belözoğlu, şu şekilde konuştu:

Açıkçası 2003’teki en iyi sezonumdan ve Japonya-Kore Dünya Kupası’ndaki üçüncülükten sonra böyle bir ödül bekliyordum. Yani adımı Pele’nin listesinde görmek beni şoke etmedi ama elbette büyük bir mutluluktu. Sonra hayat bazen şanssız olabilir ve tüm o sakatlıklar geldi… Ama bunu hak ettiğimi düşünüyorum.

“TAM BİR ŞOKTU”

2002 yılında Lazio karşısında kaybedilen şampiyonlukla ilgili duygularını paylaşan Belözoğlu, şu ifadeleri kullandı:

Ah Lazio… Tam bir şoktu. Beklemiyorduk, çünkü çok güçlü, motive ve odaklanmış bir takımdık. Soyunma odasında herkes çok ciddiydi. Maç sonunda ise gözyaşları vardı, sadece birbirimizi teselli edebildik. Benim ve takım arkadaşlarım için en hüzünlü gündü. Güçlü bir takım kurabilirsiniz ama bazen kaderi kontrol edemezsiniz. Devre arasında kimsenin kazanmış gibi hissettiği doğru değil, herkes çok konsantreydi, çok iyi hatırlıyorum.

“GELMİŞ GEÇMİŞ EN GÜÇLÜ TÜRKİYE VARDI”

2002 Dünya Kupası’ndaki başarıyı anlatan Belözoğlu, şunları dedi:

Muhtemelen gelmiş geçmiş en güçlü Türkiye vardı. Büyük oyuncular, önemli karakterler, liderler, genç yeteneklerle doluydu. Brezilya dışında tüm maçları kazandık ve onlarla da başa baş oynadık. Kariyerimin en iyi anlarından biri. Türkiye’ye döndüğümüzde iki milyon kişi sokaklardaydı.

“BEN KENDİMİ HEP FENERBAHÇELİ HİSSETTİM”

Galatasaray ve Fenerbahçe kariyerine dair dikkat çeken sözler sarf eden Belözoğlu, şu ifadeleri kullandı:

Açıkçası kararım saygıyla karşılandı, hem İtalyanlar hem Türkler bu konuda benzer olsa da daha modern bir bakış açısı vardı. Fenerbahçe’ye gitmeden önce insanlar beni seviyordu, Galatasaray’da uzun süre ilk 11’deydim, milli takım kaptanlığı yapmıştım. Fenerbahçe’ye geçtikten sonra sokakta kimse bana hakaret etmedi ama… ilk kez insanların beni artık eskisi kadar sevmediğini hissettim. Bunu yönetmeyi öğrendim: Biri beni milli takıma ve Avrupa’ya taşıyan kulüptü, diğeri ise kaptanı olduğum ve 40 yaşıma kadar oynadığım takım. Ben kendimi hep Fenerbahçeli hissettim.

“ARSENAL’İ YENMEK KOLAY DEĞİL”

Galatasaray ile kazanılan UEFA Kupası ve Süper Kupa başarılarına değinen Belözoğlu, şunları dedi:

İnanılmaz bir mücadele göstermiştik. Bireysel kalite vardı ama asıl gücümüz takım çalışmasındaydı. Bu yüzden çoğu maçı hak ederek kazanıyorduk. Figo, Roberto Carlos ve Raul’lu Real Madrid’i ya da Henry, Vieira ve Wenger’li Arsenal’i yenmek kolay değil.

“ASLINDA O AN FARKINA VARAMIYORSUNUZ”

Zaferin büyüklüğünü yıllar geçtikçe fark ettiğini söyleyen Belözoğlu, şu şekilde konuştu:

Aslında o an farkına varamıyorsunuz. Yıllar geçtikçe yaptığınız şeyin ne kadar büyük olduğunu anlıyorsunuz.

“İNANILMAZDI”

İstanbul’daki kutlamaları anlatan Belözoğlu, şu ifadeleri kullandı:

İnanılmazdı. UEFA Kupası finalinden dönerken şehir taraftarlarla doluydu, pek çoğu ağlıyordu, otobüs kuşatma altındaydı. Benzer sahneler sadece Süper Kupa ve Dünya Kupası sonrası yaşandı.

“TÜM ZAMANLARIN EN İYİSİYDİ”

“Boğaz’ın Maradona’sı” lakabının nasıl ortaya çıktığını da anlatan Belözoğlu, şunları dedi:

Bazı takım arkadaşlarım oyun stilimin Diego’yu hatırlattığını söylediler. Sonra medya işi büyüttü. Elbette bir onurdu ama Maradona bir taneydi, futbol dünyası için bir armağandı, tüm zamanların en iyisiydi.

“POTANSİYEL SÜPERSTARLAR DA VARDI TAKIMDA”

En iyi takım arkadaşını da açıklayan Belözoğlu, şunları dedi:

Kalite olarak kesinlikle ‘Fenomen’ Ronaldo derim. Zanetti de çok iyiydi. Recoba gibi potansiyel süperstarlar da vardı takımda.

“O KONUDA ÇOK İSİM VARDI”

Takımın en eğlenceli ismine dair konuşan Belözoğlu, şu ifadeleri kullandı:

O konuda çok isim vardı, ama kesinlikle Recoba çok eğlenceliydi. O hem saha içinde hem dışında büyük bir karakterdi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı (DHA)

Emre Belözoğlu: Ben kendimi hep Fenerbahçeli hissettim
Giriş Yap

Bir Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Reklam Engelleyicisi Tespit Edildi

Sitemize katkıda bulunmak için lütfen reklam engelleyicinizi devredışı bırakın.