Alvin Lucier’in Kök Hücreleriyle Oluşturulan Sanat Eseri
Avustralya’da bir sanat ekibi, dört yıl önce hayatını kaybeden ünlü besteci Alvin Lucier‘in kanından elde edilen kök hücreleri kullanarak sıra dışı bir sanat eseri yarattı. Bu eser, “Yeniden Canlandırma” adlı bir enstalasyon olarak Avustralya’nın Batı Sanat Galerisi’nde sergilendi. Eser, “dürtü” kavramını oldukça etkileyici bir şekilde yorumluyor.
Müzeyi ziyaret edenler, burada canlı bir orkestradan değil, yıllar önce ölmüş bir insana ait beynin küçük bir parçası tarafından yaratılan bir senfoniyi dinliyorlar.
DNA’sının Kullanımıyla Yeniden Doğuş
Projenin arkasındaki ekip, Lucier’in DNA’sını kullanarak adeta onun yeniden dirilmesini sağladı. Araştırmacılar, elektrik sinyalleriyle sürekli olarak müzik besteleyen bir tür beyin geliştirdi. Üç sanatçı ve bir nörobilimciden oluşan ekip, Art Newspaper’a yaptığı açıklamada, “Yeniden canlandırma, bir kişinin varlığını ölümün görünen kesinliğinin ötesine taşımanın karanlık olasılıklarına ışık tutma girişimidir.” dedi.
Canlı Beyin Gibi Çalışan Mini Beyin
Sergideki eserin merkezinde, Lucier’in hayatının son yıllarında bağışladığı kandan büyütülen bir “mini beyin” — yani serebral organoid — yer alıyor. Projenin ortak yaratıcılarından sanatçı Nathan Thompson’a göre, bu nöral doku beynin işleyişini taklit ediyor ve tıpkı canlı bir beyin gibi elektriksel sinyaller yayıyor.
Mini Beynin Çalışma Prensibi
Enstalasyon, duvara yerleştirilmiş 20 büyük bakır plakadan oluşuyor. Her plakanın arkasında, mini beyinden gelen nöral sinyallere tepki veren bir hoparlör ve mekanik bir çekiç bulunuyor. Elektrik sinyalleri bu mekanizmayı harekete geçiriyor ve bir senfoni oluşturuyor. Eserin en ilginç yanı, tıpkı gerçek bir insan beyni gibi çevresinde olup bitene yanıt verebiliyor olmasıdır. Lucier’in bir uzantısı olan beyin, aynı zamanda kendi yarattığı seslere ve ziyaretçilerin seslerine de tepki veriyor.
Beyin Dalgalarıyla Sanat Üretimi
Alvin Lucier, bu deneye kendi rızasıyla katıldı. Eser, onun tam bilgisi ve onayıyla yaratıldı. Biyolojik materyal bağışı, ölümünden sonra projeye katılmak için bilinçli bir seçimdi. 1965 yılında “Music for Solo Performer” adlı eserinde EEG beyin dalgalarıyla müzik yaratan ilk besteci olmuştu. Proje ekibi, sanatçının devam eden yaratma sürecini “ölüm sonrası oyun” olarak tanımlıyor.