112 Acil Çağrı Merkezi’nde Asılsız Çağrılar Sorunu
Son yıllarda, 112 Acil Çağrı Merkezi’ne gelen çağrıların önemli bir kısmının asılsız çağrılardan oluşması, kamu güvenliği ve acil hizmetlerin etkinliği açısından ciddi bir sorun haline geldi. 2022 yılında, Acil Çağrı Merkezi’ne gelen çağrıların %34’ü asıllı, %38’i anons sırasında kapanan ve %28’i ise asılsız çağrılardan oluştu. Bu durum, acil durumlarda gerçekten ihtiyacı olan vatandaşların hizmet almasını zorlaştırıyor.
Asılsız Çağrıların Etkileri
Bu yılın ilk üç ayında asılsız çağrı oranının %30 seviyelerine ulaşması, bu sorunun ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Acil çağrıların gereksiz yere meşgul edilmesi, hem zaman kaybına hem de kaynakların israfına yol açıyor. Acil durum ekipleri, asılsız çağrılar nedeniyle gerçek acil durumlara müdahale etme konusunda zorluk yaşıyor. Bu nedenle, asılsız çağrıların önlenmesi için daha sıkı önlemler alınması gerektiği düşünülüyor.
Yeni Yasa Teklifi ve Cezai Yaptırımlar
Bu bağlamda, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülecek olan bazı kanunlar ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi, asılsız çağrılarla ilgili önemli düzenlemeler içeriyor. Teklif, Kabahatler Kanunu’nda asılsız çağrı ve ihbarlara yönelik idari para cezalarının artırılmasını öngörüyor. Bu bağlamda, Acil Çağrı Merkezi’ni meşgul eden kişiler için daha yüksek cezalar uygulanacak.
Cezaların Artışı ve Uygulamalar
Örneğin, Acil Çağrı Merkezi’ni meşgul etmek amacıyla arayan ve görevlilerle gereksiz yere konuşan kişilere, il valilerince verilen 250 liralık idari para cezası 1500 liraya yükselecek. Ayrıca, çağrı merkezi ekiplerinin olay yerine gidip asılsız ihbarı tespit etmesi durumunda, bu kişilere 15 bin lira idari para cezası kesilecek. Eğer bu fiil bir yıl içinde tekrar ederse, ceza iki katına çıkacak. Bu düzenlemeler, çağrı merkezinin işleyişini korumak ve gerçekten acil durumda olan vatandaşların ihtiyaçlarına daha hızlı yanıt verebilmek için kritik öneme sahip.
Kariyer Meslek Olarak Uzman İstihdamı
Teklif ayrıca, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları ve gerekçeleri dikkate alınarak kamu kurum ve kuruluşlarında kariyer meslek olarak uzman yardımcısı ve uzman istihdamına yönelik düzenlemeleri de kapsıyor. Bu düzenlemeler, kamu hizmetlerinin kalitesini artırmayı ve uzmanlık alanında daha yetkin bireylerin istihdam edilmesini hedefliyor.
Mevcut Uzman İstihdamı Durumu
Yapılan etki analizine göre, kamu kurum ve kuruluşlarının merkez teşkilatında 12 bin 262 uzman ve 3 bin 284 uzman yardımcısı olmak üzere toplam 15 bin 546 kişi görev yapıyor. Taşra teşkilatlarında ise bu sayı 31 bin 347 uzman ve 6 bin 235 uzman yardımcısı ile toplam 37 bin 582’ye ulaşıyor. Bu rakamlar, kamu hizmetlerinin kalitesini artırmak ve acil durumlarda daha etkili bir müdahale mekanizması oluşturmak için uzman istihdamının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, Acil Çağrı Merkezi’ne gelen asılsız çağrıların önlenmesi için alınacak yeni önlemler ve bu konudaki cezaların artırılması, hem halk sağlığı hem de güvenliği açısından büyük bir adım olarak değerlendiriliyor. Kamu kurumlarının uzman istihdamı konusundaki düzenlemeleri ise, bu süreçte kalifiye elemanların yetiştirilmesi ve kamu hizmetlerinin daha etkin bir şekilde sunulması açısından son derece önemli.