Hakan Fidan: YPG’nin silahsızlandırılması ve merkezi hükümetin kontrolü şart

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Haber Merkezi

Kuzey Suriye’de yıllardır PKK’nın uzantısı olarak faaliyet gösteren SDG, Suriye hükümeti ile anlaştı.

Siyasi temsil, Kürt toplumunun statüsü, ateşkes süreci ve askeri entegrasyonu içeren önemli düzenleme gibi maddeleri kapsayan anlaşma için Türkiye de önemli bir diplomasi trafiği yürüttü.

Ankara’da gazetecilerle bir araya gelen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, burada sürece ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

“EN ÖNEMLİ BAŞLIK YPG MESELESİYDİ”

Suriye geçici hükümetinin yetkilileriyle ilgili yaptığı görüşmenin detaylarını aktaran Hakan Fidan,“Suriye ziyaretimizde öne çıkardığımız en önemli başlık, YPG meselesiydi. Biz önceliğimiz olan tüm konuları ve endişelerimizi gündeme getirdik” ifadelerini kullandı.

SURİYE VE SDG ANLAŞMASI

Suriye geçici hükümetinin SDG ile yaptığı görüşmeyi de değerlendiren Bakan Fidan, şu ifadeleri kullandı:

Yeni yönetimin SDG’yle yaptığı anlaşma bağlamında; örgütün niyetleri, kabiliyetleri, enerji kaynaklarının kontrolü gibi konularda bizim bakış açımızı net şekilde aktardık. Terörle mücadelede senelere dayanan tecrübemiz ve PKK’ya dair bilgilerimiz çerçevesinde endişe konusu olabilecek hususların altını çizdik. Suriye yönetiminin de, bizimle aynı niyet ve perspektifi paylaştığını gördük

“ÖRGÜTÜ ASKERİ KABİLETİNİN YOK EDİLMESİ ÖNEMLİ BİR HUSUS”

Mevcut yapısı itibariyle YPG, PKK’nın bir mütemmim cüzü. Onu tartışmak bile gereksiz. Örgütün anlaşma çerçevesinde nasıl adım atacağı ve takviminin nasıl olacağı gibi konuları Şam’da ele aldık. Örgütün askeri kabiliyetlerinin yok edilmesinin bizim için önemli bir husus olduğunun altını çizdik

“SİLAHI BIRAKIP KENDİLERİNİ LAĞVETSİNLER”

Bunun sağlanması için tabi ki bazı hususlar ön plana çıkıyor. Bunlardan birincisi emir komuta meselesi. Mevcut unsurların kendini feshetmesi, merkezi hükümetin kontrolüne girmesi çok önemli bir şart. Ayrıca, silah, füze üretimi, hava savunma sistemi gibi kritik yeteneklere sahip olmaları asla kabul edilemez.

Bir diğer konu da YPG’ye dışarıdan gelip katılanlar. Bunlara asla yer yok. Var olan unsurlar çözülsünler, silah bırakıp kendilerini lağvetsinler ve merkezi hükümetin tam kontrolü altına girsinler Bu bir zorunluluk. Merkezi hükümet, emir komutayı alabilecek yeterlilik sahibi olmalı. Önümüzdeki süreçte tüm bu gelişmeleri yakından takip edeceğiz. Süreç içerisinde ihtiyatlı olmak ve kontrolü elden bırakmamak gerekiyor.

“HERKESE EŞİT DAVRANILMASI LAZIM”

“TERÖR ÖRGÜTLERİ OTORİTESİNİ HÜKÜMETE DEVREDERSE BİRLİK SAĞLANACAK”

“PKK VARLIĞINI DEAŞ ÜZERİNDEN MEŞRULAŞTIRMAYA ÇALIŞIYOR”

Amerikan askerlerinin Suriye’deki varlığının devam etmesinin, ABD Başkanı’nın öncelikleri arasında olmadığını görüyoruz. PKK, Suriye’deki varlığını DEAŞ cezaevleri üzerinden meşrulaştırmaya çalışıyor. Bu konuyla ilgili önlemler alıyoruz. Bölge ülkelerinin DEAŞ’la mücadele etmesi gerekiyor ve bu yönde çabalarımız var. Ürdün, Irak, Lübnan ve Suriye ile Amman’da yaptığımız toplantıda bu yönde somut kararlar aldık.

ABD’NİN SURİYE’DEN ÇEKİLMESİ

Bir yandan da Amerikan ordusunun Suriye’deki varlığının bir maliyeti olması sözkonusu. Amerikan kamuoyunda ABD ordusunun Suriye’deki varlığının devam ettirilmesinin yararı sorgulanır hale geldi. Önceden Suriye’de İran, Rusya ve Esad rejimi faktörleri vardı. Ancak şu anda konjonktür değişti. ABD askerlerinin varlığının devamı konusunda Başkan Trump’ın ikna olması gerekiyor. Amerika ordusunu çekerse, bu onlar için daha az maliyetli olacaktır.

DEAŞ İLE MÜCADELE

Kendi meselelerimizi kendimiz çözmeliyiz. Ürdün’de beş ülke biraraya geldik. Ortak operasyon ve istihbarat amaçlı bir merkez kurulacak. Bunun için teknik ekipler çalışıyorlar. Bizim çalışmamız bitmek üzere. Sonrasında diğer ülke heyetleri ile bir araya gelerek ortak bir mekanizma kuracağız.

Her ülke elindeki istihbarat bilgilerini paylaşarak, DEAŞ’tan kaynaklanan tehditleri bertaraf etme konusunda ortak hareket edecek. Benim Türkiye olarak belli bir askeri kabiliyetim var. Ürdün’ün var, Irak’ın var… Gerektiğinde DEAŞ’a karşı bu kabiliyetler devreye girecek. Operasyon yapılacak. Bilgi paylaşılacak. Ortak çalışma yürüttüğümüz ülkelerin Suriye ile sınırı var. Suriye’nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü sağlamak için de bu türden çalışmalar oldukça önemli

“EL-HOL KAMPI İÇİN ÇOK ÇALIŞIYORUZ”

El-Hol kampı meselesi çözüme en yakın konulardan birisi. Bu konuda çok çalışıyoruz. Orada 40 bin civarında bir nüfustan bahsediyoruz. Gerek Iraklılar gerekse Suriyeliler kendi vatandaşlarını almak için güçlü bir irade ortaya koyuyorlar. Bu kampın kontrolü PKK/YPG’deyken kamptan çıkışlar oldukça yavaştı. Ancak artık Iraklılar da Suriyeliler de vatandaşlarını alabilirler. Ancak cezaevinde kalanların başka bir formülle çözülmesi gerek. Onların cezaevinde kalması gerekiyor. O hususta çalışmalarımıza devam edeceğiz.

ERDOĞAN-TRUMP TELEFON GÖRÜŞMESİ

Pazar günü bir telefon görüşmesi gerçekleştiren ve ardından Beyaz Saray’da bir araya gelmeleri beklenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump’ın görüşmesine de değinen Bakan Fidan, sözlerini şöyle devam ettirdi:

İki lider arasında oldukça olumlu bir telefon görüşmesi gerçekleşti. Sayın Cumhurbaşkanımız, Başkan Trump’ın saygı duyduğu liderlerden birisi. Bunu da telefon görüşmesinde açıkça ortaya koydu zaten. Görüşmede sayın Cumhurbaşkanımız, Türkiye’nin terörle mücadele konusundaki beklentileri ile savunma sanayii iş birliğindeki kısıtlamaların kaldırılmasının önemini vurguladı. Ukrayna’daki barışın önemini bir kez daha tekrar etti. Sayın Trump’ın yaklaşımı da oldukça pozitif oldu. Sayın Cumhurbaşkanımız ile beraber, iki ülke arasındaki sorunları çözmek istiyor. Biz de muhataplarımız ile bunun için çalışıyoruz

“CUMHURBAŞKANIMIZ ABD ZİYARETİNE OLUMLU YAKLAŞIYOR”

Sayın Cumhurbaşkanımızın olası ziyaretinden önce biz Dışişleri Bakanları düzeyinde bir çalışma yaparız. Sayın Cumhurbaşkanımız ABD ziyaretine olumlu yaklaşıyor. Ancak, şu anda net bir tarih telaffuzunda bulunmadık.

“AVRUPA ABD’YE BAĞIMLI OLMAK İSTEMİYOR”

Avrupa’da yaşanan güvenlik endişelerine değinen ve Türkiye’nin bu süreçteki kilit rolüne işaret eden Bakan Fidan, şöyle konuştu:

Şimdi Avrupa Birliği’nin üç ay öncesine, yani 20 Ocak tarihine kadar geliştirdiği mekanizmalar içerisinde Türkiye’yi çok fazla görmek istemediğini biliyoruz. Avrupa Birliği üyelerine has bir mekanizmaydı. Biz de her zaman NATO içerisinde Avrupa Birliği’nin bir blok olarak değil de bütün NATO ülkelerinin ortak bir şekilde tehdit tanımlarının geçerli olduğu, çıkarlarının gözetildiği bir iş birliği ortamı ve mekanizma öneriyorduk. Bu devam eden, süregelen bir tartışma alanı oldu. Bizim dışımızda İngiltere, Norveç, Kanada gibi ülkeler de aslında bu tartışmaya sonradan katıldılar. Ama bu tartışma şimdi her zamankinden daha önemli bir hale geldi.

Şimdi iki tane konu var. Birincisi, eski düzene göre Avrupa kendini yapılandırırken neye bakmalı? Çünkü, düzen üzerinde tehditler var, ama düzen bozulmadı. Yani Amerika resmi olarak NATO’dan çıkmadı, birliklerini çekmedi, füzelerini geri almadı. Her şey duruyor. Sadece Rusya’yla yaptığı angajmandan sonra ortaya çıkan bir alarm durumu var Avrupa’da. Şimdi, belli konuları çok erkenden tartışmak bile istemiyorlar

Hakan Fidan: YPG’nin silahsızlandırılması ve merkezi hükümetin kontrolü şart
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Bir Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!