Antalya’da Korkunç Kaza: Bir Hayatın Sonu
DHA Antalya’nın Konyaaltı ilçesinde meydana gelen trajik olay, şehirdeki herkesin yüreğini burktu. Hilal D.G. yönetimindeki otomobil, yolun karşısına geçmek için çimenlik alanda bekleyen emekli öğretmen ve fahri trafik müfettişi Mustafa Söylemez ile ailesinin üzerine doğru ilerledi. Olayın korkunç detayları, sadece bir hayatın sona ermesini değil, aynı zamanda birçok kişinin yaşamını da değiştirdi.
Otomobil, Mustafa Söylemez’e çarparken, ailesi son anda aracın altında kalmaktan kurtulmayı başardı. Ancak bu kaza, Söylemez için hayati bir tehlike haline geldi. Yaralanan Mustafa Söylemez, hastanede 42 gün süren bir mücadele sonucunda yaşamını yitirdi. Ailesi, bu olayın ardından sürücü Hilal D.G.’den şikayetçi oldu ve adalet arayışlarına başladı.
Olayın Seyri ve Sanığın İfadesi
Olayın ardından dava süreci hızla başladı. Hilal D.G., ‘taksirle ölüme sebep olmak’ suçlamasıyla 9’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hakim karşısına çıktı. Savunmasında, o günün sabahında annesiyle birlikte Konyaaltı’ndan evlerine dönerken bir motosikletin önlerine çıktığını, bu nedenle aracın kontrolünü kaybettiğini iddia etti. Hilal D.G., “Panikle ne yaptığımı bilmiyordum. Bilerek insanların üzerine sürmedim,” diyerek kendisini savundu.
Ancak bu savunma, kazanın mağduru olan aile için tatmin edici değildi. Mustafa Söylemez’in kızı Sevda Öztağa, olay anında yaşadıklarını dile getirerek, “Olay günü ailecek çimenlik alandan yolun karşıya geçmek için bekliyorduk. Üzerimize arabanın geldiğini gördüm. Eşim çocuğumuzu son anda çekti,” dedi. Bu ifadeler, olayın şiddetini bir kez daha gözler önüne serdi.
Tanıkların Duruşmadaki Rolü
Kazanın tanığı olan P.T., sanığın yanında bulunan annesi, olay anını şöyle anlattı: “Kızımla güzergahtayken önümüze hızla bir motosiklet çıktı. Kızım direksiyon hakimiyetini kaybetti. Sonra rahmetliye çarptı. Arabadan indim, Mustafa Bey’in yanına gittim. Kafasının kanadığını söylediler, kendilerine sargı bezi verdim.” Bu tanıklık, duruşmanın seyrini etkileyen önemli bir unsurdu.
Duruşma savcısı, suçun işleniş şekli ve kusur durumu göz önünde bulundurulduğunda, sanık hakkında adli kontrol hükümlerinin uygulanmasını ve yurt dışı çıkış yasağı getirilmesini talep etti. Duruşma sonucunda, olayın kamera görüntüleri de dikkate alınarak, sanığın sorumluluğu ve kusuru üzerinde durulması gerektiği vurgulandı.
Adaletin Peşinde: Aile ve Avukatların İfadeleri
Müşteki avukatı İlhan Yılmaz Cömert, duruşma sonrası yaptığı açıklamada, “Bilinçli taksir üzerinde durulması gerektiğini duruşmada söyledik. Kaza anında sanık, başka yönlere kaçmak varken yayaların üzerine direkt aracı sürmeye devam etti,” dedi. Avukat, bu kazanın sadece bir trafik kazası değil, aynı zamanda dikkatsizlik ve sorumsuzluğun bir sonucu olduğunu belirtti.
Avukat Serdan Söylemez de, “Yaptığım en zor savunmalardan biriydi. Duygularla adaletin iç içe geçtiği bir duruşmaydı. Ölen kişi benim amcam oluyor,” diyerek, olayın kendisi için ne kadar zor olduğunu ifade etti. Sevda Öztağa ise, “Adaletin tecelli etmesini, suçlunun hak ettiği cezayı almasını istiyorum. Sanık pişmanım dedi ama hızlıydı. Önlemini almalıydı,” diyerek, aile olarak yaşadıkları acının derinliğini aktardı.
Sonuç ve Gelecek Umutları
Bu kaza, yalnızca bir ailenin hayatını mahveden bir olay değil, aynı zamanda toplumu da derinden etkileyen bir trajedi. Adaletin bir an önce tecelli etmesi ve bu tür kazaların önlenmesi gerektiği vurgulanıyor. Aile, sadece kendi acılarını değil, aynı zamanda başkalarının da benzer acılar yaşamaması için mücadele ediyor. Olay, trafik güvenliğinin ve sürücü sorumluluğunun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
